DEGERI BİLİNMEYENLER - ÜNSAL ARIK

Türkiye’nin kanayan yarası , spora duyulan ilgisizlik…

Spor denince aklına sadece futbol , basketbol , belki biraz da voleybol gelenler , doğal olarak ilk anda ne demek istendiğini anlamayacaklar. Anlatalım…

Bu yazımız “diğer” sporculardan biriyle alakalı…

Ülkemiz , ne yazık ki kaybettiği değerlerinin kıymetini , iş işten geçince bilmesiyle meşhur bir ülkedir. Şairler , aydınlar , sanatçılar bu ülkede maalesef hep öldüklerinde değer gördüler.

Spor içinse bu durum çok daha acımasız bir hal alıyor. Çünku başarılı bir kariyeri bitirmek , bir sporcu için ölümden bile daha ağır. Futbolu takip edenler , tam bir Türkiye aşığı olan , ve bir zamanlar Almanya’nın milli takımlarına katmak için çok uğraşıp da başaramadıkları Yıldıray Baştürk’e yapılan haksızlıkları hatırlayacaklardır.

Selçuk Aydın , Sinan Şamil Sam , Semih Saygıner , yelken’de Anıl Çetin , taekwondo’da Sümeyye Karamehmet , engelli vücut geliştirme’de Tolga Murat Balıkçı , engelli voleybol’da Zafer Kardaş ve yüzlerce diğer sporcu , sporda hiçbir başarının cezasız kalmadığına birer örnek gibiler.

Biz , kendi insanımıza destek olmayı sevmiyoruz. Hatta milli atletlerimiz KPSS sonucu beklerken çalıştığı inşaattan düşüp hayatını kaybetse bile , bunda bir anormallik aramıyoruz. 80 milyonluk ülkeden tek tük başarılı sporcumuz çıkarken , 3 milyonluk gurbetçi nüfustan neden onlarca sporcunun çıktığı sorusunu kendimize sormuyoruz.

Bu ilgisizliğin acısını ise birçok sporcu yıllardır çekiyor. Ünsal Arık ise bunlardan sadece bir tanesi…

 32 yaşında. Almanlar , kendisine “Patron” (Der Boss) diyorlar. Biz ise henüz birşey demiyoruz. Futbolla başladığı kariyerine , hobi olarak boksu eklemiş. Boksa iyiden iyiye ısınmasının ardından bir süre sonra asıl mesleği olan sigortacılığı bırakıp tamamen kendisini profesyonel boksa vermiş.

Kariyerine , bugüne kadar yaptığı 21 maçta 19 galibiyet yazdırmış. Bu galibiyetlerin hepsini nakavtla almış ve süper orta siklette Almanya’nın en üst düzey boksörlerinden biri haline gelmiş. Şu an IBF kıtalararası şampiyonu ve dünya sıralamasında 12. sırada.

Şaka gibi gelecek belki ama Ünsal , maçlarının neredeyse yarısına antrenörsüz çıkmış. Kendi kendini hazırlayarak yapılması neredeyse imkansız bir iş başarmış. Sponsor , destek vb. zaten yok. Yani tabir yerindeyse , tırmaklarıyla kazıyarak bu noktaya kadar gelmiş.

Birçok boksör gibi kendisine örnek olarak Muhammad Ali’yi alıyor. Fakat Ali’yi örnek almasının nedeni diğer boksörlerden farklı.

Almanya’da bulunan yasalara göre , boşanma durumunda çocukların velayeti verilirken kadınlara pozitif ayrımcılık uygulanıyor. Ünsal’ın da bir kızı var ve bu kanun yüzünden kızını görmesine izin verilmiyor. İşte Ünsal’ın inanılmaz azminin kaynağı kızını özgürce görebilmek isteği... Bu aile kanununu değiştirmek istiyor. Şampiyon olunca bu konuya dikkat çekecek ve mağdur olan bütün babaların sesi olarak o kanunu değiştirtecek. Aynı Muhammad Ali’nin siyahiler için verdiği mücadele gibi. Onu örnek almasının nedeni de bu…

Ünsal’ın amacı , her sporcu gibi şampiyon olmak. Sıralamasına bakılırsa bu amacına hiç de uzak değil. Mantıklı bir yol haritasıyla , birkaç maçın ardından ünvan maçına çıkması kimse için sürpriz olmaz. Ama profesyonel boksun adeta bir kurtlar sofrası olduğunun da farkında. Sponsor , destek olmadan şampiyonluğun çok zor olduğunu biliyor ama asla savaşmaktan vazgeçmiyor.

“Bir Türk olarak , Türk bayrağının en üstte olması benim en büyük hayalim ve maçlarıma Türkiye adına çıkmak istiyorum.”

Ünsal’ın isteği bu. Kendisine sahip çıkılması. Sadece maddi anlamda değil , manevi olarak da destek olunması. Kendisini tam anlamıyla kanıtlamış olan bu sporcumuz , ringe çıkarken arkasında , kendi toprağını , kendi insanını görmek istiyor. Ünvanı aldığı zaman Türk bayrağının göndere çekilmesini istiyor. Ve bunun için herşeyi yapmaya hazır.

“Boks dünyası çok yalan bir dünya , rakipler sadece ringin içinde değil” diyor. Bir yandan imkan üretmeye çalışırken , bir yandan da Andre Ward , Carl Froch , Robert Stieglitz , Arthur Abraham , George Groves vb.  isimlerle mücadele etmeye çalışıyor.

Bunları yaparken aynı zamanda kendisine benzer bütün sporculara umut oluyor.

Umarız bu yolda vazgeçmeyi hiçbir zaman düşünmez ve amacına ulaşır.

Kemeri alacağı günü iple çekiyoruz , yolu açık olsun… 

http://ringlerden.blogspot.com/

Not : Türk sporuna ve sporcusuna destek olmak ve biraz olsun ilgili insanlar arasında farkındalık oluşturmak adına bu yazıyı paylaşmak isteyen herkesin paylaşması dileğiyle...