ROCKY : YİNE YENİ YENİDEN

Slyvester Stallone’nin efsaneleştiği dünyaca ünlü Rocky serisinin yeni filminin çekileceği konuşuluyor. MGM şirketi film için hazırlıklar yapmaya başlarken , senaryoda ise 67 yaşındaki Stallone’nin , Apollo Creed’in torununun antrenörü olarak izleyici karşısına bir kez daha çıkacağı belirtiliyor.

Filmin devamı olur mu olmaz mı henüz belli değil ama bugün herkes tarafından bilinen Rocky serisinin tarihine ve bize ifade ettiklerine kısaca bi göz atalım ;

İlki 1976 yılında çekilen film , 1979 Rocky 2 , 1982 Rocky 3 , 1985 Rocky 4 , 1990 Rocky 5 ve 2006 Rocky Balboa adlı filmlerle devam etti. Seri , 3 adet Oscar kazanıp 1 milyar doların üzerinde hasılat yaparken , müzikleri bugün bile hala ilgiyle dinlenmekte.

Serinin ilk filmlerinde Ali – Frazier rekabeti , Apollo – Rocky üzerinden anlatılıyor olsa da , Rocky karakteri aslında efsane boksörlerinin birçoğunun hayatından izler taşıyor. 

Mesela Rocky fikri , Ali’nin Chuck Wepner’la yaptığı 15 raunddan esinlenilmiş ama ana karakter , ismini Rocky Marciano’dan almış. Ayrıca Rocky’nin kız arkadaşının adı da aynı George Foreman gibi Adrian. Bu isimlerin hayatlarından daha birçok ayrıntı da yönetmen tarafından ustaca filme serpiştirilmiş. 

Ama pastanın büyük payı tabi yine Frazier’a ait. Onun memleketinde , onun koştuğu merdivenlerde koşması , torba yerine mezbahanın içindeki etlere vurması , müsabakada onun tarzında dövüşmesi ve  fakir bir aileden gelmesi , Frazier ile en büyük benzerikleri. Sonunda da zaten tıpkı Frazier gibi en büyük rakibini 15 raundun sonunda yeniyor ve belki de ABD toplumunun gözünde Ali’den Vietnam’a gitmemesinin rövanşını alıyor.

Öte yandan Apollo ise Muhammad Ali’nin birebir kopyası. 

Konuşmaları , boksu , hatta giyimi bile tamamen aynı. Burnu havada , çok konuşan , hızlı ve rakibini çıldırtan bir ağır siklet şampiyonu. Sonraki filmlerde tekrar iyilerin tarafındaki yerini alıyor ve hatta 4. filme Rus Ivan Drago tarafından ringde öldürülerek kahraman gibi seriye veda ediyor.

Ivan Drago demişken , filmde yapılan saf ABD propagandasını da es geçmek olmaz. 

Soğuk savaşın en kızgın yıllarında , Rusların acımasız, ruhsuz , insani değerlerden uzak ve mutsuz insanlar olduklarını öğreniyoruz Hollywood’dan. (Not : Allah’tan turizm , herşey dahil sistemi filan gelişti de Türkler olarak kuzeyin güzel insanlarını daha iyi ve daha yakından tanıma fırsatı bulduk.) 

Rocky (ABD) karda kışta , zor şarlarda çalışıp , cesaretiyle kızıl dünyaya tek başına meydan okurken , Drago (SSCB) , en modern aletler ve ilaçlarla bile ABD’yi , pardon Rocky’yi yenemiyor. Hatta Ruslar yaşam koşullarından o kadar mutsuz ki , maç sonunda hep beraber Rocky’yi destekliyorlar. Rocky ise maç sonunda onlara “siz de değişebilirsiniz” diye hitap ediyor. Filmi izlerken Ivan Drago’yu destekleyenlere kapak olsun…

4. filmden sonra çekilen filmde anlatılan Rocky’nin dönüşü hikayesi pek ilgi görmese de , 2006 yılında yapılan 6. film olan Rocky Balboa , serinin mesaj kaygısı gütmeyen , en gerçekçi filmi olarak görüldü. 

Siyahi , yenilgisiz , küstah ağır siklet şampiyonu Mason Dixon , boksu takip edenlere biraz Floyd Mayweather’ı anımsatsa da , film genel olarak bir rekabete değil ,Rocky’nin oğluyla olan ilişkisi ve “her şampiyonun kalbinde olan o son maç”a odaklanmıştı. 

Filmin sonundaki dövüş sahnesini ringin içinden değil de HBO’dan izletme fikri izleyici tarafından kabul gördü ve beğenildi.

Sonuç olarak bu müthiş serinin ardından boksörler, kapüşon takan , mezbahada etlere vuran ,dağlarda koşup Adriaaan..! diye bağıran adamlar olarak tanındı.

Rocky filmi herkeste bir yer edindi.

İlham alıp boksa başlayanlar da oldu , “acı yok” lafını duymaktan tiksinenler de.  Şahsen ben ikinci gruptayım.